En İyi 5 Salgın Filmi

Ortaya çıkıp hızla yayınlan bir virüs ve bu salgına rağmen hayatta kalmaya çalışan bir grup insan... Bu hikaye tanıdık geldimi size? Bu yazımızda, izlemeniz gereken en iyi 5 salgın filmini sizler için bir araya getirdim.


1477

Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid19 pandemisi‘nin yaşandığı şu günlerde salgın temalı filmler‘e olan ilgi bir hayli artmış durumda. Bizde bu yazımızda, mutlaka izlemeniz gereken 5 salgın filmleri‘ni sıralayalım dedik… İşte unutulmaz salgın filmleri


Cassandra Geçidi (Cassandra Crossing)

25 Ekim günü öğleden sonra, Transcontinental Express, Cenova istasyonundan bin kadar yolcuyla hareket eder. Paris, Brüksel, Amsterdam, Kopenhag ve Stockholm güzergahını izleyecek olan trene ölümcül bir virüs taşıyan mahkum gizlice biner ve mikrobu trendeki yolculara bulaştırmaya başlar. Salgının yayılmasını önlemek için ya tren yok edilecek, ya da tüm vagonlara geçmeden acil bir önlem alınacaktır.


28 Gün Sonra (28 Days Later)

Londra’daki bir araştırma merkezindeki denek maymunların, bir grup aktivist tarafından serbest bırakılması ile çevreye ölümcül bir virüs yayılır. Virüsten etkilenen kişiler 15 saniye sonra insani özelliklerinden çıkıp, cinayete eğilimli saldırgan yaratıklara dönüşür. Salgın patlak verdiğinde hastanede olan Jim, 28 gün baygın yattıktan sonra uyanır. Dışarıya çıktığı zaman tüm şehrin adeta bir hayalet şehir haline gelmiş olduğunu görür. Aradan geçen zamanda neler olduğunu anlamaya çalışan Jim, kendisine saldıran “virüslü” yaratıklardan ancak Selena ve Mark adlı iki kişinin yardımıyla kurtulur.

28 Gün Sonra filmi hakkında detaylar için #şuradaki yazıma bakabilirsiniz.


Salgın (The Crazies)

Orta Batı’da sessiz, sakin bir kasabada yaşayan bir çiftin, teker teker deliren arkadaşlarına ve yakınlarına karşı yaşam mücadelelerini konu alan filmde, şehir sularına karışan ne olduğu belirsiz zehirli bir madde, kasaba sakinlerini psikopat katillere dönüştürmüştür. Bunu fark eden yetkililer, kasabayı karantinaya almaya karar verirler. Dışardan bakıldığında her şeyin kusursuz gözüktüğü kasaba sakinlerinin, kontrollerini kaybederek birer caniye dönüşmeleriyle Amerikan rüyası sona erer. Salgını önlemeye çalışan askeriye, kasabaya girişi ve çıkışı engelleyince, içeride sağlıklı kalanlarla gözü dönmüş katiller arasında bir kaos başlar.

Salgın filmi hakkında detaylı yazımız için #şuraya bakınız.


Ben Efsaneyim (I Am Legend)

Robert Neville, korkunç bir virüsün her yere yayılmasına engel olamamış bir bilim insanıdır. New York’ta hayatta kalabilenlerdendir. Kendi bedeni söz konusu virüse bağışıklık kazanmıştır. Bu özelliğe sahip tek kişidir. Üç yıl süre ile her türlü imkanını kullanarak kendisi gibi hayatta kalabilmiş başkaları varsa onlara ulaşmaya çalışır ve aslında yalnız değildir. Neville’in direnme gücünü sağlayan tek şey misyonunu yerine getirme tutkusudur. Kendi kanını kullanarak virüsün etkilerini terse çevirmesi gerekmektedir.

Ben Efsaneyim filmi hakkında detaylı bilgi için #şuradaki yazıma bakabilirsiniz.


Ölülerin Şafağı (Dawn of the Dead)

Peter ve Roger adlı iki polis memuru zombiler tarafından ele geçirilen bir apartmanı temizledikten sonra yakındaki bir televizyon istasyonuna sığınırlar. Burada tanıştıkları iki televizyoncuyu da yanlarına alarak helikopterle binadan kaçarak bir alışveriş merkezine ulaşırlar. Erzak almak üzere kısa bir süre için uğradıkları alışveriş merkezinde hesapladıklarından daha fazla kalmaları gerekecektir, çünkü anlaşılmayan bir nedenle tüm zombiler bu binaya girmeye çalışmaktadır.


Beğendin mi? Arkadaşlarınla Paylaş O Zaman!

1477
Mustafa Alnıak
Çılgın bir kalabalığın uğultusuna kulak tıkayan, sükunet içinde okudukları ve yazdıkları ile meşgul dost bir yabancı…

0 Comments

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir