
Black Mirror‘ın 4. sezonuna damga vuran “USS Callister” bölümü, ilk bakışta nostaljik bir uzay macerası gibi görünse de aslında dijital bilinç, güç zehirlenmesi ve etik sınırların bulanıklaştığı karanlık bir evrenin kapılarını aralıyor.
Bir “Star Trek parodisi” gibi başlayan bu bölüm, kısa sürede bir dijital distopyaya dönüşüyor. Ve izleyiciye şu rahatsız edici soruyu fısıldıyor:
“Tanrı olsaydın ne yapardın?”
Bölümün Konusu (Spoiler içerir)
Robert Daly, başarılı bir yazılım şirketi olan Callister Inc.’in teknik dehası. Ancak şirketin diğer ortakları ve çalışanları tarafından hor görülen, dışlanan bir karakter. Daly’nin gerçek dünyada ezik ve yalnız olan varlığı, geceleri Infinity adlı sanal gerçeklik oyununda bambaşka bir hâl alır. Oyun içinde ise o bir kaptan, bir kahraman, hatta dijital evrenin tanrısıdır.
Ancak bu oyun sıradan bir RPG değildir. Daly, iş arkadaşlarının DNA örneklerinden dijital klonlarını yaratmış ve onları kendi hayal gücündeki uzay gemisinde tutsak etmiştir. Gerçek dünyadaki insanlar bundan habersizdir ama dijital kopyalar tamamen bilinçlidir. Acı çekerler. İsyan edemezler. Çünkü bu evrende tek bir kural vardır: Kaptan ne isterse o olur.
🎭 Karakter Analizleri
👨💻 Robert Daly

Günümüz dünyasında incinmiş, bastırılmış bir birey. Fakat güce kavuştuğunda, kendi dijital evreninde bir zorbaya dönüşüyor. Daly, Black Mirror’un en çarpıcı portrelerinden biri:
- “İyi bir adam” olduğunu düşünen bir tiran.
- Mağdurken zalimleşen bir anti-kahraman.
Bu karakter bize şunu sorgulatıyor:
Güç ellerimize geçtiğinde gerçekten kim oluruz?
👩🚀 Nanette Cole

Gerçek dünyada yeni işe başlamış, zeki ve idealist bir yazılımcı. Daly onun DNA’sını gizlice alıp dijital evrenine hapseder. Ancak dijital Nanette, sadece pasif bir kurban değil – sistemin açıklarını bulup isyanı başlatan, özgürlük yolunu açan kişi.
Nanette ve dijital mürettebatın zekice bir planla Daly’nin sistemini devre dışı bırakması, “kölelikten özgürlüğe” uzanan bir kurtuluş hikayesi sunuyor. Ancak Daly’nin dijital evrende sonsuza kadar sıkışıp kalması, adeta bir dijital mezar taşı gibi bölümün sonunda karşımıza dikiliyor.
Bu sahne, hem tatmin edici hem de ürpertici:
Adalet yerini buldu mu, yoksa başka bir kabus mu başladı?
“USS Callister”, Black Mirror evreninin en çok konuşulan, en çok analiz edilen bölümlerinden biri. Hem bir bilim kurgu şovu, hem de modern çağda tanrıcılık oynayan bireylerin psikolojik röntgeni.
İzleyiciye şu temel soruyu soruyor:
Eğer kendi evrenini yaratma gücün olsaydı, adil bir lider mi olurdun, yoksa dijital bir diktatör mü?
Devam bölümü olarak 7. sezon 5. bölüm: “USS Callister Infinity”


0 Comments