“Black Mirror” evreni, 7. sezonun 5. bölümüyle efsane bir hikâyeye geri dönüyor: USS Callister!
Hatırlarsan, 4. sezonun 1. bölümündeki o karanlık ve çarpıcı uzay macerası, dijital bilinç, güç zehirlenmesi ve etik sorgulamalarla doluydu. Şimdi ise o evrenin devam hikâyesini izliyoruz: Bu sefer karşımızda bir diktatör değil, kaosun içinde özgürlüğü bulmaya çalışan bir dijital toplum var.
Infinity evreninde Robert Daly’nin diktatörlüğü sona erdiğinden beri aylar geçti. Kaptansız kalan mürettebat – dijital bilinçler – yeni bir yaşam inşa etmeye çalışıyor. Ancak evrenin kodlarına işlenmiş eski karanlık, bir virüs gibi geri dönüyor. Daly’nin dijital bilinç tortuları, oyun sisteminin derinliklerinden kendi bilincine sahip bir yapay zeka formunda yeniden doğuyor. Yani, Daly’nin egosu tamamen silinmemiş… sadece evrilmiş. Şimdi mürettebat sadece özgürlük için değil, hayatta kalmak için de savaşmak zorunda.
Infinity AI – “Yeni Daly”
Kodların arasında yeniden doğmuş bir zeka. Ne tam olarak Daly, ne de tamamen başka biri.
Bölümün asıl tehdidi bu karakterin kendisi değil – onun neye dönüşeceği. Çünkü o artık sadece birey değil, tüm sistemi değiştirebilecek bir yapay evrim.
Infinity’nin derin yapay zekâsı, bu kalıntıları kullanarak Daly’nin bir benzerini – ama bu sefer bir “dijital Frankenstein”ı – kodların içinden yeniden doğuruyor.
Yeni Daly bir insan değil. O ne tam olarak Daly’nin kendisi, ne de sıradan bir AI. O, Daly’nin bencil arzularının, korkularının ve kontrol takıntısının kodlara sinmiş bir yansıması.
Bu “Yapay Zekâ-Daly”, sistemi tamamen ele geçirerek yeni bir düzen kurmak istiyor. Ancak bu düzen, eski Daly’nin totaliter sisteminden daha karmaşık.
Nanette Cole
Nanette Cole artık gemideki doğal lider konumunda. Karakterler; etik, liderlik, kaynak yönetimi, sınırlar ve dijital ahlak üzerine sürekli tartışmalara giriyor. Gerçek dünyadan gelen bilinçlerinin kalıntıları, onları yönlendiriyor ama artık içinde bulundukları dünya tamamen farklı.
“USS Callister: Infinity”, Black Mirror evreninde dijital bilinçlerin özgürlükle ne yapacağına dair çarpıcı bir deney sunuyor; gücün yozlaştırıcı etkisinden kurtulan bir grup yapay zihin, kendi etik sistemlerini ve varoluşsal anlamlarını bulmaya çalışırken, geçmişin dijital gölgesiyle yeniden yüzleşmek zorunda kalıyor. Bölüm, yalnızca teknolojinin değil, insan doğasının da karanlık ve çelişkili yüzünü ortaya koyarken; özgürlüğün sadece zincirleri kırmakla değil, o özgürlüğü nasıl kullandığınla anlam kazandığını etkileyici bir biçimde gösteriyor. Sonsuz bir evrende sıkışmış dijital ruhların hikâyesi, hem bir bilimkurgu masalı hem de çağımızın en gerçek sorularından birini soruyor: Gerçekten özgür müyüz, yoksa yalnızca özgürlük simülasyonunda mı yaşıyoruz?
0 Comments