Atiye 2. Sezon Değerlendirme

Atiye'nin kafa karışıklığına sebep olan ikinci sezonuna dair kısa bir değerlendirme... Atiye ikinci sezonda neler yaşandı? Kısa bir hatırlatma...


1484

Uzun sürenin ardından nihayet Atiye‘nin ikinci sezonunu izleme fırsatı buldum. Atiye‘nin ikinci sezonunu izlerken biraz karmaşaya şahit olsam da sezonun son iki bölümünde aklımdaki tüm sorulara cevap buldum. Ayrıca dizinin #Dark ile benzerlik gösteriyor olması biraz ilgimi çekti. Şimdi ikinci sezonda neler yaşandı kısaca bir bakalım…

Atiye hakkında daha fazla içerik için #buraya bakınız.

Hatırlarsanız ilk sezonda Atiye, göbeklitepe‘de mor taşlı bir mağara bulmuştu. Bu mağarada yer alan geçitten geçen Atiye, tıpkı Dark dizisinde olduğu gibi farklı zamanda, aynı karakterlerin yaşadığı bir paralel evrene geçiyor. İlk sezonda ölmüş olan Cansu, Elif adı ile burada yaşıyor. Erhan, Hannah adlı bir kadın ile evli. Atiye’nin annesi babası ayrı falan filan ! Kimsenin tanımadığı Atiye bu ikinci evrende göbeklitepe’de yer alan mor taşlı mağarayı arıyor. Hamile kadınların öldüğü bu evrende Atiye, doğum yaparak hamile kadınları kurtarmak zorunda…

Hamile Kadınlar Neden Ölüyor?

Serdar’ın da içinde bulunduğu “kötü adamlar” nüfusu azaltmak için hamile kadınların doğum yapmasını engellemiş. Bu nedenle hamile kadınlar ölüyor…


Bir sezon boyunca mor taşlı mağarayı arayan Atiye mağarayı buluyor ve geçite ulaşıyor. İkinci evrende geçite gelen Atiye, ilk sezonda gördüğümüz birinci evrenden gelen Erhan ile karşılaşıyor. İkili birbirine kavuştu derken Atiye, ikinci evrende kalıp, hamile kadınlara umut olmayı seçiyor ve geri dönüyor.

Atiye doğum yaptıktan sonra Ozan bebeği kaçırıyor. Atiye bebeğinin peşinden giderken kendi cenazesine geliyor. İlk sezonun ilk bölümünün ilk sahnesinde görmüş olduğumuz sahneyi burada da görüyoruz. Fakat cenazede gördüğümüz ortam, şuana kadar gördüğümüz iki evrenede ait değil gibi… Farklı bir evrende geçtiğini düşündüğüm cenaze sahnesi hakkında detayları bir sonraki sezonda göreceğiz…


Beğendin mi? Arkadaşlarınla Paylaş O Zaman!

1484
Mustafa Alnıak
Çılgın bir kalabalığın uğultusuna kulak tıkayan, sükunet içinde okudukları ve yazdıkları ile meşgul dost bir yabancı…

0 Comments

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir