Bu yazıyı 05.10.2016 tarihinde mustafaalniak.net adlı blogumda paylaşmıştım. O blogu kapattığım için yazıyı burada paylaşmaya karar verdim.
Bir garip kitap, Tehlikeli Oyunlar. Bu tür kitapları yazmakta hiç kolay olmasa gerek. Postmodernist romanlar genel olarak yorucu ve biraz boğucu oluyor sanki. Beni biraz yoruyor diyebilirim blogcan. Diğer kitaplar gibi insana yaşamı sevdiren türden değiller sanki. Neyse, Tutunamayanlar’dan sonra Tehlikeli Oyunlar’ıda okuyayım dedim. Zor bir kitap oldu benim için. Tutunamayanlar hakkında yorumum için şuraya bakabilirsin ; Tutunamayanlar kitap yorumu. Oğuz Atay’dan ikinci bir kitap deneyimim beni çok sarstı. Uzun süre Oğuz Atay okumamaya karar verdim blogcan. Belki yıllar sonra tekrar okurum. Vallahi beni kötü etkiliyor bu yazar. Kitap çok ama çok güzel, ama beni yoruyor.

Kitabın Konusu
Yine bir tutunamayan vakası. Tutunamayanlar adlı kitapta Turgut ve Selim vardı. Ha birde Turgut Özben’in sevgili karısı Nermin hanım vardı. Ahhh ah ! Ne kitaptı be ! Tutunamayanları okumamak olur mu hiç ! Yazarın ikinci kitabı olan Tehlikeli Oyunlar‘da ise Hikmet Benol var. Ve birde Albay Hüsamettin Bey var. (Albay olduğundan eminim fakat, hüsamettin bey kısmı biraz şüpheli şuan… Sahi, kimdi bu hüsamettin bey ? Albaydı sanırım…) Hani şu sosyal medyada çokça gördüğünüz, “Kelimeler albayım, bazı anlamlara gelmiyor…” gibi özlü sözler varya, işte o sözler ve o albay, Oğuz Atay’ın bu kitabında yer alıyor.
Kitap genel olarak bir gecekonduda başlıyor ve aynı gecekondu’da gelişip geçiyor. Ve tabii ki, yaşamdan kopuk olan Hikmet bey’in iç dünyasında ilerleyip gelişiyor hadiseler. Baş karakterimiz Hikmet’in gözünden bakıyoruz etrafa. Daha meselenin ne olduğunu bile anlayamadan, komşumuz Nurhayat hanım, ve Albay’ımız dahil oluyor konuya. Nurhayat hanım ile Albayın’da gelmesi ile başlıyor Hikmet bey anlatmaya, albayım da albayım… Kitabın sonuna dek; Hikmetin anlattıklarının gerçekmi yoksa hayalmi olduğunu bir türlü anlayamıyoruz…
Ruhsal bunalım yaşayan Hikmet, yaşama uyum sağlayamayarak hayatı yetersiz bulmaktadır. Bazı şeyleri düzeltmek için vermiş olduğu çabalarda sonuçsuz kalır. Hikmet beyin saygı duyduğu Albay’da olmasa belkide Hikmet yaşama çoktan veda edecekti. Kitapta Hikmet karakterini hayatta tutanın Albay ve Nurhayat hanım olduğunu söylemek yanlış olmaz sanırım.
Hikmetin ruhsal bunalımlarına tanık olurken, bir çok olayında cereyan edişine tanık oluyoruz. İşte yazarın gözünden, bir tutunamayan örneği daha…
“Kelimeler albayım, bazı anlamlara gelmiyor” (Tehlikeli Oyunlar Sayfa 101)
Karamsar biri olduğum için genelde ben kendimi buluyorum kitaplarında. Karakterler ile ortak noktam çok oluyor :))
Merhaba Kağıt Salıncak,
Oğuz Atay kitapları gerçekten çok güzel. Ben bu tür betimlemesi bol kitapları daha çok seviyorum 🙂